Sporcular İçin Paleolitik Diyet

Paleolitik beslenme ile ilgili önemli noktalardan biri de tüketilmemesi gereken gıdalardır: İşlenmemiş unlu mamüller, ekmek ve makarna.
Sporcular İçin Paleolitik Diyet

Son Güncelleme: 12 Ocak, 2020

Sporcular için paleolitik diyet daha az karbonhidrat ve daha fazla et yemeyi içerir. Bu diyetin amacı; mağara devrindeki insanların beslenme şeklini taklit etmektir.

Daha fazla et, daha az karbonhidrat paleolitik diyetin temel özelliklerindendir. Mağara devrindeki insanların yeme alışkanlıklarını yeniden uygulamayı amaçlar.

Bununla birlikte, karbonhidratların az tüketilmesi, hemen hemen tüm sporcular için oldukça saçmadır. Düzenli olarak spor yapan kişilerin bu besine ihtiyacı vardır.

Sonuçta, hidratlar ana enerji kaynağıdır. Uzun ve yorucu egzersiz günlerinde ve yarışlarda vücudun hareket etmesini sağlayan yakıtlardır.

Ne Yemeli,Ne Yememeli: Bu Bir ikilemdir

Paleolitik beslenme ile ilgili önemli noktalardan biri de tüketilmemesi gereken gıdalardır: İşlenmemiş unlu mamüller, ekmek ve makarna. Özellikle rafine şeker tüketmek yasaktır. Tahıllar da günlük yemek menüsünde bulunmaz.

Paleolitik diyet

Bu yeme alışkanlığını benimseyen kişiler, doğal yoğurt da dahil olmak üzere beyaz pirinç ve süt ürünleri tüketimini yavaş yavaş bırakmalılar. Baklagillerin yanı sıra karbonhidrat içeriği yüksek meyve ve sebzeleri de tüketmemeliler.

Paleolitik Çağda Yaşam

Bu dönemde yaşayan insanlar temel olarak et ve balık ile beslenirlerdi. Bu üzerinde düşünülerek alınmış bir karar değildi.  Ellerindeki yiyeceklerin et ve balık olmasından kaynaklanıyordu.

Günümüzde, başta sporcular olmak üzere birçok kişi karbonhidrat alımını azaltmanın saçma olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda menülerine çok fazla et, özellikle de kırmızı et eklemeyi çok yanlış buluyor.  Bunun sebebi kırmızı etin yüksek düzeyde yağ içermesidir.

Paleolitik çağda, yemek olarak tüketilen hayvanlar çok farklıydı. Doğada özgür bir  şekilde yaşıyorlardı ve avcı olan insanlardan kaçmak için sürekli hareket halindeydiler. Daha hızlı büyümelerini sağlayacak yem ve işlenmiş gıda tüketmezlerdi.

Ayrıca, insanlar da çok farklıydı. Gerekli besinleri tedarik etmeleri için büyük bir fiziksel çaba harcamaları gerekiyordu. Ardından, hareketsiz yaşam tarzı, neredeyse kesin ölüm anlamına geliyordu.

Mağara adamının farklı bir yaşam tarzı vardı.
Görsel: mihistoriauniversal.com

12 Bin Yıl Sonra Paleolitik Diyet

Tüketilen kırmızı etin % 85’inden fazlası kapalı yetiştirilen hayvanlardan elde ediliyor. Bu hayvanlar, hızlı bir şekilde gelişmelerini sağlayan yemlerle besleniyorlar. Minimum düzeyde fiziksel aktivite yaparlar. Bu durum, daha fazla yağ içermelerine ve daha düşük kalitede gıda olmalarına neden olur.

Ancak, yirminci yüzyılın başlarında uygulanan Paleolitik diyet sadece sığır eti içermiyordu. Balık ve yumurta da diyette yer alıyordu. Binlerce yıl önce olduğu gibi, sebzeler de vardı.

Mevsiminde

İşlenmiş gıdalar; normal mevsimlerinin dışında ekim ve hasatı yapılan ve yapay işlemler ile doğal döngüleri dışında yetiştirilen gıdaları içerir. Kivi, mandalina ve portakal gibi meyveler sonbahar-kış aylarında tüketilmelidir. Pazı, brokoli ve karnabahar gibi sebzelerde de durum aynıdır.

Sıcak aylar için listeye kiraz, kavun, havuç, avokado, salatalık ve soğan da eklenebilir. Muz, kabak, marul, ıspanak ve pancar ise yılın her günü yenilebilir.

Paleolitik diyetin protein kaynakları.

Özellikle Sporcular İçin Paleolitik Diyet

Uzman gözetiminde uygulanan paleolitik diyet, sporcuların ihtiyaçlarına kolayca uyum sağlayabilir. Bunun için, karbonhidrat yönünden zengin gıdaların arttırılması hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, kuru üzüm, kuru kayısı ve erik gibi kuruyemişler diyet listesinde mutlaka bulunmalıdır.

Öte yandan, bu öğün rejiminin en önemli faydalarından biri BCAA amino asitleri bakımından zengin olmasıdır. Bu aminoasitler; gıda takviyesi olarak da pazarlanan valin, lösin ve izolösindir. Aynı zamanda kasların iyileşmesine de yardımcı olurlar.

Son olarak, yumurta akı ve balık da bu elementler bakımından zengindir. Bu nedenle, günlük antrenmanlarda veya yarışlarda, ağır çalışmalara maruz kaldıktan sonra doku rejenerasyonunu kolaylaştırır.




This text is provided for informational purposes only and does not replace consultation with a professional. If in doubt, consult your specialist.