Pregoreksiya Nedir?

Kilo almak pek çok kadını aşırı derecede endişelendirir ve ağır önlemler almalarına neden olabilir. Bu durumun hamilelik sırasında gerçekleşmesine pregoreksiya denir ve hem anne ham de bebek için çok tehlikelidir.

Bir kadın hamile kaldığında, içgüdüsel olarak bile olsa, sağlıklı beslendiğinde bir miktar kilo alacağını bilir. Dokuz aylık hamilelik sürecinde bedende bir sürü fiziksel değişiklik olur ve kilo almak da bu değişikliklerden birisidir.

Pek çok hamile kadın bu durumu kabullense de, bazı kadınlar hamile kaldıklarında bir kilo bile almayı reddederler.

Bu rahatsızlığa pregoreksiya denir. Bu kelime İngilizce hamilelik anlamına gelen pregnancy ve anoreksiya kelimelerinin birleşimidir. Bu tanım ilk 2008 yılında Amerika’da kullanılmıştır. Ancak, yıllardır dünya çapında pek çok hamile kadında bu rahatsızlık görülmektedir.

Pregoreksiya Nedir?

Pregoreksiya olan bir kadın, hamileliği boyunca elinden geldiğince ince kalmaya ve hiç kilo almamaya çalışır. Bunu başarmak için, yemesi gerekenden çok daha az yemek yer. Ek olarak, çok uzun süreler aç kalabilir veya diyet yapabilir. Bazı ekstrem durumlarda, hastanın sadece sıvı ile beslendiği bile görülmüştür.

Bu yeme bozukluğundan ve rahatsızlıktan mustarip hamile kadın, kendini kusturabilir, laksatifler alabilir veya durumuna uygun olmayan egzersizler yapabilir. Bunların hepsi, hem anne hem de bebek için çok tehlikelidir.

Bu Bozukluğa Ne Neden Olur?

Pregoreksiyanın ana nedeni sosyal baskıdır. Başka bir deyişle anne adayı, ideal “modern kadın” imajının etkisi altında kalır. Ayrıca, hamilelik sürecinde ve doğumdan sonra hiç kilo almayan ünlülerle ilgili haberler de anne adayını etkileyebilir.

Bir anne adayının, bebeğinin sağlığını kendi fiziksel görünüşü için riske atması, kolay kavranabilecek bir durum değildir. Ancak, bu bozuklu gönüllü veya istekli oluşan bir şey değildir.

Anne adayı zaten kilolu olabilir veya geçmişte bir yeme bozukluğu olmuş olabilir. Yeme bozuklukları, kadının hassaslaştığı bu dönemde tekrar ortaya çıkabilir.

Belirtileri

• Pregoreksiyanın ana belirtileri:
• Hamilelik sürecinde çok az kilo alınması veya kilo verilmesi.
• Kilo almaktan aşırı korkulması, sürekli kilodan ve tartıdan bahsedilmesi.
• Diyet yapmak (çeşitli yiyecekleri kesinlikle tüketmemek).
• Hamile kadınlara uygun olmayan egzersizler yapmak.
• Kendini kusturmak.
• Aşırı yorgunluk, baş dönmesi, baş ağrısı.
• Aş ermek olarak bilinen, hamilelikte kadının canının bir şey çekmesi durumuna direnç göstermek ve yemek yemeyi reddetmek.

Pregoreksiyanın Olası Sonuçları

Daha önce de belirttiğimiz üzere, bu bozukluk hem anne hem de fetüs için çok tehlikelidir. Annede hipertansiyon, malnütrisyon, düzensiz kalp atışı (aritmi), kemiklerde kalsiyum eksikliği ve gebelik şekerine neden olabilir.

Ayrıca, çok ciddi vakalarda, düşüğe veya doğumdan sonraki birkaç ay içerisinde bebeğin ölümüne neden olabilir.

Pregoreksiyalı Bir Kadına Nasıl Yardım Edebilirsiniz?

Bu bozukluktan mustarip bir kadın, başına ne geldiğini anlayamayabilir ve normal davrandığını zannedebilir.

Genelde bir şeylerin yanlış olduğunu ilk eşi, arkadaşları ve ailesi fark eder. Anne adayı, bu konu hakkında onunla konuşulmaya çalışıldığında, durumu inkar edip, doğru olmadığını söyleyecektir.

Bir yakınınız pregoreksiya belirtileri gösteriyorsa, ilk yapmanız gereken şey, o kişinin doktoru ile konuşmaktır. Doktor, hasta ile görüşüp, sorular sorup gerekli testleri yapacaktır. Eğer doktor gerekli olduğuna karar verirse, anne adayını bir psikologa veya psikiyatriste yönlendirecektir.

Bireysel terapi de yapılabilir ama genelde bu durumdaki bir kadının, benzer durumdaki kadınların da olduğu bir grup terapisine katılması önerilir. Bu sayede aynı bozukluktan mustarip başka hamile kadınlarla konu hakkında rahatça konuşabilir.

Ayrıca, aile ve arkadaşlarından gerekli desteği görmesi de çok önemlidir. Ek olarak, anne adayının, kötü olmakla, kendi hayatını ve bebeğinin hayatını riske atmakla suçlanmaması gereklidir. Anne adayına daima anlayış ve empati ile yaklaşılmalıdır.

Eğer eşiniz veya bir yakınınız pregoreksiya belirtileri gösteriyorsa, hiç zaman kaybetmeden bir uzmana danışın. Hem anneyi hem de bebeği korumak için doktorla görüşüp, gerekli tedavi için ilk adımları atın.