Antrenmana Devam Etmenin İpuçları
Bir süre dinlendikten sonra, eski rutinlere ve antrenmana dönme zamanı artık geldi. Söylemesi kolay fakat iş uygulamaya geldiğinde o kadar da basit değil.
Çok hoş bir tatilden sonra antrenmana devam etmek için sadece istek ve güçten daha fazlasına ihtiyacınız vardır. Disiplin, düzen ve azim başarının anahtarlarından bazılarıdır.
Genel bir plan
Bu nadiren dikkate alınır, ancak eğitim seanslarını planlarken boş zamanın her zaman orada olduğunu unutmamak önemlidir. Daha ileri gidenler ve hiçbir şey yapmamanın ya da radikal olarak değişen rutinlerin kesinlikle gerekli olduğuna işaret edenler bile var. Bu bir sağlık ve esenlik meselesidir.
Bu nedenle, egzersiz yapmadan bir, iki veya üç hafta geçirmek bir yılın genel planlamasının bir parçası olmalıdır. Buna ek olarak, beden ve zihniniz bu boşluğu sıradan çalışma düzenine verilen bir ara olarak adlandırarak sizi takdir edecektir.
Yemeğinizde aşırıya kaçmayın
Bu tatillerde kökten değişmemesi gereken bazı alışkanlıklardan biridir. Yemek açısından en önemli olan şey tatilde olsanız bile ılımlı bir şekilde ilerlemelisiniz.
Yılın geri kalanında “yasaklı” olan yiyeceklerden yemek tatilin en cazip yönlerinden biri olsa da her öğünde gelişigüzel yemek de doğru olmayacaktır.
Bu “çizgiyi aşmamak” ve kilo almaktan kaçınmak gibi kavramların ötesine giden bir yöndür. Bir, iki veya üç hafta boyunca sadece vücuda olumlu bir şey katmayan yiyecekler yemek, genel bir beden antrenman planı ile tutarlı değildir.
Net ve gerçekçi hedefler
İster sıfırdan başlamak ister antrenmana yeniden başlamak olsun, belirlenen hedefler gerçekçi olmalıdır. Hiçbir durumda “bir ayda 12 kilo vermek” gibi hedeflere ulaşmak mümkün değildir.
Bu tür gerçekçi olmayan hedefler, fitness planlarının başarısız olmasının ilk adımıdır. Aslında, genellikle belirli bir hedef belirlememekten daha verimsizdirler.
Her hedef kısa bir süre içinde mükemmel bir şekilde ölçülebilir ve doğrulanabilir olmalıdır. Örnekler arasında haftada bir kilogram vermek, ilk başta 20 dakika yürüyüş veya bir ay boyunca haftada üç kez yürüyüş yapmak sayılabilir. Bu senaryolara ulaşıldığında, talep seviyelerini artırmanın zamanı gelecektir.
Her seferinde bir adım
Profesyonel sporcular bile, bir süre hareketsiz kaldıktan sonra, yavaş yavaş eğitime devam etmeye başlarlar. Fiziksel talebin yüksek oranda kullanıldığında bile vücut, giderek kendini yeniden adapte etmeye ihtiyacı vardır.
Bu kurala, zevk veya eğlence için herhangi bir sporu yapanlar tarafından da saygı duyulmalıdır. Bu anlamda en yaygın öneri, mola öncesinde gerçekleştirilen eğitim rutinlerinin yarısını azaltmaktır.
Yani: bir koşu meraklısı bir seansta yedi kilometre koşuyorsa, koşuya dönüşünü takip eden iki hafta boyunca bu yolculuk 3,5 kilometre ile sınırlı olmalıdır.
Antrenmana ve iyi alışkanlıklara geri dönüş
Düzenli olarak bazı spor aktivitelerini yapan herkes için norm olması gereken kurallar vardır. Dengeli bir diyet bunlardan biridir. Ancak, bu kavram ‘sağlıklı beslenme‘ fikrinin çok ötesine geçer.
İyi beslenme alışkanlıkları, vücudun yiyecekleri sindirmek ve işlemek için gereken zaman aralıklarına saygı göstermeyi içerir. Bir yarışma veya antrenman seansından hemen önce yemek yemek iyi bir fikir değildir.
Vücudu fiziksel çalışmaya maruz bırakmadan 90 dakika önce masaya oturmanız önerilir. Bu sadece sindirim sisteminin görevlerini yerine getirmesini sağlamamaktadır. Ayrıca, gıdada bulunan tüm besinlerin emilmesini sağlar.
Doğru hidrasyon başka bir anahtar faktördür. Sonuçta, vücudun düzgün çalışması için doğru miktarda suya ihtiyacı vardır.
Benzer şekilde, her çalışma oturumundan önce ısınma egzersizlerini geçmeyin. Aynı gevşeme egzersizleri, eğitim hedefleri yerine getirildikten sonra germe için de geçerlidir.
Sıkılma döneminden kurtulma
Bir hareketsizlik döneminden sonra, daha önce uygulanan aktivite veya spor artık ilgi yaratmıyor olabilir. Önemli olan, bunu hiçbir şey yapmamak için bir bahane olarak kullanmamaktır.
Egzersiz rutinlerini korumak için seçenekler çok çeşitlidir. Birine karar vermeden önce birkaç etkinliği denemek mükemmel bir şekilde geçerlidir. Bu aynı zamanda tembellik veya ilgisizliğe ödün vermemenin ipucudur.