Lance Armstrong Hikayesi: Başarı ve Doping

Lance Armstrong vakası, muhtemelen spor tarihindeki diğer tüm vakalardan daha büyük bir yankı uyandırmıştır.

Lance Armstrong, uzun yıllar boyunca uluslararası pist bisikletçiliğinin en büyük ismiydi. Amerikalı eski bisikletçi yaşayan bir efsane idi, ancak tarihteki en ciddi doping skandallarından bir tanesi ortaya çıktığında her şey değişti.

Armstrong’un hikayesi pek çok önemli nokta ile doluydu ama aynı zamanda pek çok düşük noktası da vardı, ve bunların hepsi arasında doğrudan ya da yakın bir ilişki var.

Lance Armstrong: Zorlukların Üstesinden Gelmek

Skandaldan önce, Lance Armstrong en çok gücü ve dayanıklılığı ile biliniyordu. Bunun nedeni, en iyi zamanlarının 1996 yılında teşhis edilen testis kanserinin üstesinden gelmesinden sonra gerçekleşmiş olmasıdır.

Lance Armstrong bu noktada sadece 26 yaşındaydı ve bir testisinin alınması için ameliyat olmasına ve derhal kemoterapiye başlamasına rağmen, doktorlar hayatta kalma şansının düşük olduğunu tahmin ediyorlardı.

Ancak, Armstrong tüm zorluklara karşı savaştı ve hatta bunu yaparken büyük bir öngörü de gösterdi. Akciğer kapasitesi için daha az zarar verici olan kemoterapiyi seçmişti çünkü daha sonra spor kariyerine devam etmeyi kesinlikle planlıyordu. Daha sonra gün ışığına çıkan yasadışı eylemlerini bir kenara bırakırsak, iyileştikten sonra en üst düzeyde rekabet edebilmesinin nedenlerinden bir tanesi de buydu.

Lance Armstrong: Sportif Başarılar

Armstrong davasının ne kadar büyük bir skandal olduğunu anlamak için, pistlerdeki uzun başarı listesine bakmanız yeterli. İşte bu Amerikalının kariyeri boyunca elde ettiği başarılardan bazıları:

• Tour de France: Bu uluslararası bisikletçilikteki en önemli olaydır ve Armstrong bu etkinliğin kralı idi. 1999 ile 2005 yılları arasında art arda yedi şampiyonluk kazandı.

• Olimpiyat Oyunları: Aynı zamanda Sidney 2000’de gümüş madalya kazandı.

Emeklilik ve Geri Dönüş: Lance Armstrong

Armstrong ilk olarak 2005 yılında profesyonel bisikletçilikten emekli oldu, ancak 2006 yılında bir kanser hayır kurumu için para toplamak amacı ile New York Maratonunda yer aldı.

Ancak, iki yıl sonra bisiklete döndüğünü açıkladı. Ancak sonraki üç yıl içinde elde edebildiği en iyi derece Tour de France’da üçüncülük oldu.

2012: Doping ve Yaptırımlar

Lance Armstrong, ikinci kez emekli olduktan yaklaşık bir yıl sonra merkez sahneye geri döndü. Ancak bu sefer yanlış nedenlerden dolayı: sistematik doping yapmak ile suçlanıyordu.

Armstrong’u doping ihlalleri ile suçlayan örgüt, Birleşik Devletler Anti-Doping Ajansı (USADA) idi. Daha sonra, Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI) bu kararı onayladı ve Armstrong’un 1998 yılından beri aldığı tüm galibiyetlerini kaldırdı.

Ancak bu yeni bir şey değildi. Amerikalı, kariyeri boyunca, özellikle de ilk emekli olduğunda, pek çok kez suçlamalar ile karşı karşıya kalmıştı. Bu sefer farklı olan şey resmi makamların desteğiydi, yani insanlar suçlamayı ve sonuçlarını ciddiye aldılar.

Örneğin, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA), USADA’nın iddialarını en başından beri destekledi. WADA, dünyadaki uyuşturucu ve doping ile mücadele eden en yüksek otoritedir.

Armstrong’un İtirafı

Daha sonra Armstrong, Oprah Winfrey’in popüler televizyon programında bisiklet performansını iyileştirmek için yasaklı maddeler kullandığını itiraf etti. İtirafı sırasında kan transfüzyonları, büyüme hormonları ve EPO (kırmızı kan hücreleri oluşturarak oksijen değişimini kolaylaştıran uyarıcı bir ajan olan eritropoietin) kullandığını iddia etti.

Onun fikrine göre, bu maddeleri kullanmadan Tour de France’ı yedi kez üst üste kazanmanın “bir insan için mümkün olmadığını” söyledi. “EPO kuşağı” adını verdiği şeye ne zaman başladığı sorulduğunda, “1990’ların ortasında” başladığını söyledi.

Kısacası, Lance Armstrong davası bir paradigma değişimiydi. Doping yöntemlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu ve bunu gizlemek için kullanılan püf noktalarını gözler önüne serdi. Ancak, sonunda maske kaydı ve tüm zamanların en şok edici sahtekarlıklarından birini ortaya çıkardı.