Boks ve Etik Arasındaki Kuvvetli Bağlar

Herkes boks hayranı değil. Bazıları, teşvik ettiğini iddia ettikleri şiddet ortamı nedeniyle, bunun bir spor olarak anılıyor olmaması gerektiğini söylüyor. Bugünkü yazımızda, bu tartışmaya daha yakından bakalım.
Boks ve Etik Arasındaki Kuvvetli Bağlar

Son Güncelleme: 03 Şubat, 2021

Şu anda, sayısız hayranı boks maçlarını takip ediyor, ancak,  bu spor dalının sahip olduğu popülarite de, aslında birçok tartışma başlatmış durumda. Hayranları için boks bir tutkudur; hem ringin içinde hem de dışında azami özveri ve disiplin gerektiren bir sanattır. Diğer tarafta da, boks karşıtı insanlar da, bu sporun etikten yoksun olduğunu savunuyorlar. Biz de, bugünkü yazımızda, boks ve etik arasındaki bu ilişkiyi irdeliyoruz.

Şiddet içeren bir egzersiz mi yoksa bir spor mu?

Boks, geçmişe doğru uzanan ve her zaman için sporseverlerin büyük ilgisini çeken bir spordur. Ancak, geçtiğimiz yıllarda, insanlar, boks hakkında olumsuz bir bakış açısı geliştirmeye başladılar, çünkü bu spor dalını şiddet uygulamaları ile ilişkilendiriyorlar.

Bazı durumlarda, bu olumsuz imaj, boksörleri yalnızca şiddet içerikli davranışlara sahip olan insanlar olarak gösteren belirli sinematografik temsillerle de güçlendiriliyor.

Boksörleri yumruklarını nefretle besleyen, nefreti ve şiddeti körükleyen ve zafer ilan etmek için ahlaki değerlerini göz ardı edip insani duyguları atlayan yalnız, soğuk, şiddetli varlıklara indirgiyorlar. Kısacası, rakibini bitirmek için ringe giren klasik bir katilin tanımına uyduruyorlar.

Ama bu ölüm makinesi görüntüsü tamamen kurgusal. Boks, bir dizi davranış kuralına ve etik ilkelere uymayı içerir. Uluslararası Boks Birliği, aslında herkese, profesyonel uygulamalar ve özellikle de taraftarlara yönelik davranış biçimlerini özetleyen Etik Kurallarını yayımlar.

Boks ve etik: Boks şiddet içeriyor mu?

Bu soruyla yüzleşirken, sosyoloji bilimi, bizim için güçlü bir müttefik olabilir; özellikle şiddet ile ilintili saldırganlık türlerini ayırt etmenin önemini açıkladığı için. Basitçe ifade etmek gerekirse, saldırganlık tüm hayvanlarda, hatta insanlarda doğal ve içsel bir dürtüdür.

Boksta şiddet uygulamak doğru değil.

Saldırgan davranış normalde güvenlik veya refahın elde edilmesi için son çare olarak hayatımızdaki yerini alır. Bu nedenle, bu davranış biçimi, genellikle bir hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucudur. Boks, aslında, sporcuları bu tür bir durumun içerisine sokar ve bu da, karşılığında, bir dereceye kadar saldırganlık anlamına gelir.

Bu arada, şiddet uzun zamandır olumsuz kültürel ve sosyal sonuçlar doğuran bir olgu. İnsanlar şiddeti etiğe veya ahlaki ilkelere aykırı bir eylem veya davranış olarak algılar; bu noktada, etik kurallar, sosyal olarak kabul edilebilir barışçıl davranışların yanı sıra, normal tepki sürelerinin de ana hatlarını ortaya koyar.

Bu nedenle, profesyonel boksu bir şiddet eylemi olarak ve şiddeti teşvik eden bir spor olarak göremeyiz. Bir boks ringinde, kendilerini gönüllü olarak bu spora ve bu yolda antrenmanlar yapmaya adamış iki sporcu vardır. Bu sporcular, her zaman için boksu düzenleyen kurallara ve etik ilkelere saygı duyarlar.

Boks ve etik: maç için psikolojik hazırlık

Profesyonel boksörlerin günlük olarak sürdürmesi gereken fiziksel antrenmanların şeklini öyle veya böyle hepimiz duymuşuzdur. Antrenmanları saf adanmışlık ve kararlılık gerektirir.

Boks antrenmanları, kas gelişimine ilave olarak, sporcuların, dayanıklılıklarını ve güçlerini artırmak için farklı egzersizleri bir araya getirir. Antrenmanları o kadar başarılı bir yapıya sahiptir ki, fitness meraklıları için de, spor salonu rutinleri anlamında, bu spor bir ilham kaynağı oldu.

Ancak, boksörlerin de etik ve sağlıklı bir şekilde boks yapmak için yoğun psikolojik eğitim de aldıklarını asla unutmamalıyız.

Boks ve etik çok önemli bağlara sahip.

Bir ringde on iki raunt boyunca bir rakiple yüzleşmek, fiziksel dayanıklılık ve yetenekten çok daha fazlasını gerektirir. Boksörler sadece psikolojik olarak sağlam iseler bu baskıya dayanabilirler.

Diğer spor dallarında mücadele etmekte olan her sporcuda olduğu gibi, boksörler de ringe çıkmak için fiziksel ve zihinsel olarak hazırlanmalıdır; ayrıca, bu sporun kurallarına ve ilkelerine de saygı göstermeleri gerekir. Psikolojik ve duygusal gücün temel yönleri arasında, sınırları anlamak ve boks ilkelerine saygı ve ahlakına sahip olma erdemleri vardır.

Boksörlerin profesyonelleşirken üstlenmeleri gereken ana kavramlardan biri, becerilerinin sadece boks ringlerinde gösterilmek üzere bir yere sahip olduğunu anlamaktır. Ringe girmeden önce, güçlerinin bilincinde olmaları ve yeteneklerini anlamaları gerekir. Bu beceriler, yanlış bir şekilde uygulandıklarında, başkaları için ölümcül olabileceğini anlamaları gerekir.

Böylelikle, yapılan eylemler, her zaman için ringin içinde gerçekleşir. Bu alanda yumruklar, zafer kazanmak ve ilerlemek için hem meşru hem de gerekli bir araçtır. Eylemi ring ile sınırlamak, boksun etik kodunu oluşturan temel kavramlardan biridir.




This text is provided for informational purposes only and does not replace consultation with a professional. If in doubt, consult your specialist.