Fransa Açık ile İlgili 5 İlgi Çekici Gerçek

Bir yaz gününü, dünyanın en önemli tenis turnuvasına ev sahipliği yapan Paris’te geçirmekten daha iyi bir şey var mı? Bugün bizimle birlikte, efsanevi Paris turnuvası ile ilgili bazı ilgi çekici gerçekleri öğrenin.

Tenis Profesyonelleri Birliği (ATP) liginde, geri kalanlardan daha iyi olan dört büyük turnuva var. Grand Slam denilen bu turnuvalar, her yıl tenis profesyonellerini teşvik etmek için büyük bir motivasyon kaynağı oluşturuyor: Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon ve ABD Açık.

Bugünkü makalemizde ikinci Grand Slam’in derinlerine inmek istiyoruz: Fransa Açık veya Roland-Garros. Bu turnuva, Paris’de toprak kortların üzerinde düzenleniyor. Ayrıca Wimbledon’un yanı sıra tenisteki en prestijli yarışmalardan biridir.

Fransa Açık, 1891 yılında başladı ve ismini öncü bir Fransız pilottan aldı. Pilotun 1. Dünya Savaşında savaştığı ve 29 yaşında vefat ettiği söyleniyor.

Mayıs ayının son haftaları ve Haziran ayının ilk haftaları boyunca en iyi tenisçiler, her yıl Fransa’da karşı karşıya geliyor. Bu tenisçiler, spor dünyasının en önemli ödüllerinden birini kazanma şansı için Roland-Garros’un en önemli kortu olan Philippe Cartier’de (15.000 seyirci kapasiteli) rakipleriyle yüzleşiyor.

Fransa Açık ile ilgili Beş İlgi Çekici Gerçek

Zamanla Fransa Açık, tenis oyuncularının ve hayranlarının zaten hatırlayacağı belirli yarışmalar gördü. Gelin, birlikte en çok hatırlananlara bir göz atalım:

1. Coupe des Mousquetaires: Fransa Açık

Fransa Açık Erkekler kazananı, Coupe des Mousquetaires ya da Silahşörler Kupasını kazanıyor. Peki ama bu kupaya neden bu ismi verildi? 20’li veya 30’lu yıllarda Jean Borota, Henri Cochet, Jacques Brugnon, ve René Lacoste gibi Fransız oyuncular, Davis Kupasının hakimi oldu.

Fransa, 1927 ve 1932 yılları arasında altı kupa kazandı. Bu dört oyuncuyu düşünerek insanlar, Alejandro Dumas’ın meşhur romanına nazaran kupaya “Silahşörler’in Kupası” demeye başladı. Altı kupadan beşi Roland-Garros’da kazanıldığı için turnuvanın kendisi, Fransa’nın yıldız oyuncularına atıfta bulunan takma adı benimsedi.

Diğer yandan kadın tenisçiler, Suzanne Lenglen kupasını kazanıyor. Bu kupa, farklı bir zaman diliminin bir diğer meşhur Fransız oyuncusunu onurlandırıyor. Çiftler tenis ödüllerinin de tenis efsanelerini onurlandıran isimleri var: Jacques Brugnon, Simone Mathieu ve Marcel Bernard.

2. Roland-Garros’un gelişimi

İlk zamanlarda turnuva, Fransız oyuncularla sadece ülke çapında düzenleniyordu. Uluslararası oyunculara kapıların açılması 1925 yılında gerçekleşti.

Para ödülüne gelince, 1968’deki Açık Çağın ilk zamanlarının birincisi, 15.000 Franklık bir çek kazandı. Hızlıca 2007 yılından bahsedersek; hem kadın hem erkek galipler, eşit miktarda bir milyon euro kazanırdı. Bu, tarihte bir ilkti. 2019 yılından beri ise ödüller, iki milyon euroyu aşıyor.

3. En çok ödülü kazanan oyuncular ve kazanan en yaşlı / en genç oyuncular

Spaniard Rafael Nadal, erkek tenisinde en çok kazanan oyuncudur. Çoğu insan Nadal’ı, on bir kereden fazla Fransa Açık kazandığı için tarihin en iyi tenisçisi olarak görüyor.

Kadın tenisine gelince; AB Christ Evert, yedi kez galibiyet elde etti ve bu, onu Fransa Açık kupalarını en çok kazanan kadın tenisçi yaptı. Son galibiyeti 1986 yılında Martina Navratilova’ya karşı oldu.

En yaşlı tek kazananlar; Andrés Gimeno (Spaniard, yaş 34, yıl 1972) ve Serena Williams (yaş 33, yıl 2015). En genç tenisçiler; Michael Chang ( yaş 17, yıl 1989) ve Monica Seles (yaş 16, yıl 1990).

4. Diğer önemli gerçekler: Fransa Açık

Roland-Garros’da her yıl 250’nin üzerinde kız erkek fark etmeksizin top toplayıcı çocuk var. Bu genç gönüllüler, 12-16 yaş arasında ve 1.75 cm. uzunluğunu geçemez. Bunlara ilaveten gözlük de takamaz. Farklı bir kayda göre, her turnuvada, 60.000’den fazla tenis topu kullanılıyor ve dünyanın her bir yerinden 1.500’den fazla muhabir bu etkinliği konu alıyor.

5. Çocukların günü etkinliği

Fransa Açık ile ilgili bir diğer ilgi çekici faktör, Çarşamba günü başlamasıdır. Açılış günü, Fransa’nın dört bir yanındaki okullardan 8.000’den fazla çocuk tenis idolleriyle tanışmaya davet ediliyor. Tenisçilerin çoğu, geleneği mutlu bir şekilde benimsiyor.

Tabii ki Roland-Garros ile ilgili ilgi çekici gerçekler listesi uzayıp gidiyor ama maalesef ki bizim yeterli alanımız yok!

Ancak şu açıkça belli ki; Roland Garros nereli olduğu fark etmeksizin her tenis hayranının aşık olacağı özel bir atmosfere sahip. Sıcak mevsim, en iyi tenisçilerin hareketini de beraberinde getiriyor. Yani tek yapmanız gereken aksiyonun tadını çıkarmak.